Category: Güncel

Canavar…

 

Bir kediye bu ismi koymak ne kadar mantıklı bilemiyorum. Sonraları biraz pişman olduk ama olan olmuştu bir kere.  Aslında  bu ismi biz koymadık. Bir akrabamız Beykoz’daki evimize ziyarete gelirken yanında getirdiği sucukları bir hamlede yiyip bitirdiği ve iri cüssesi nedeniyle kendisine Beykoz Canavarı adını takmıştı.

Canavar’ın annesi bizim evden yayılan hayvan sevgisini hissettiği için mi bilinmez,  hamile kalır kalmaz sanki çocuk bizim oğlumuzdanmış ta sorumluluk bizdeymiş gibi kapımızdan ayrılmaz oldu. Pamuk gibi,  minik yapılı,  zarif bir kediydi.  Evimizin bahçesine  çıktığımızı görünce hemen yanımıza koşar,  ayaklarımızın dibine yatar , kendi etrafında yuvarlanır yuvarlanır, karnını bize göstere göstere dönerdi. Fazla dönmeye meraklı olduğundan adını Topaç koymuştuk.

Devamını oku ►

İlkokul Öğretmenim…

Herkes gibi bende ilkokul öğretmenimi yaşım kaç olursa olsun unutamam. İlkokul birinci sınıfa başladığım  zaman yaşım dolmadığı için  10 gün  yüzünden bir yıl kaybetmek durumundaydım. Ama annem kız çocuğu olmam sebebiyle mutlaka bu 10 gün yüzünden yıl kaybetmemem gerektiğini, mutlaka okula başlamam gerektiğini söyleyip duruyordu. Bunun sebebini o zamanlar anlayamıyordum. Sonlaraları anneme sorduğunda ” ne bileyim kızım sene kaybetmeni istemedim, kız çocukları erkenden büyür, gelişir, belki sınıfta falan da kalırsın,  senden küçüklerin arasında iri yarı kalmamanı istedim ” diye açıklamıştı.

Devamını oku ►

Kaçık Çorap…

İnsan hayatının akışını  bazen hiç akla hayale gelmedik bir olay tamamen değiştirebiliyor. Öyle bir şey yaşanıyorki ilerideki yaşamımızı farkında olmadan kökünden başkalaştırıyor. Böyle hissetmemi sağlayan hikayeyi dinlediğim zaman bir ” kaçık çorap” ın bir kadının yaşamını nasıl değiştirebileceğini ve bambaşka bir hayat yaşayacakken bir başka hayatın içinde olabileceğinin tanığı oldum.

Hikayemiz 55 yıl kadar öncesine dayanıyor. İstanbul’un mutena semtlerinden birinde başlayıp bir arabalı vapurda sona eriyor.

Devamını oku ►

Bankta Bir Gün…

Kız arkadaşlarımızla  toplaşıp  klasik dertleşme gecelerimizden birini daha yaşayıp kah  dertlenip, kah  neşelenip ,  gülüp,  ağladıktan sonranın sabahında da  aramızdan birinin doktor randevusu olduğundan erkenden kalkıp yollara düştük. Bu arada evde canı sıkılmaması için  köpeğimi de havanın o gün  eskilerin deyimiyle limonata gibi olmasından dolayı gezmesi ve havanın nimetlerinden faydalanması için yanıma aldım.

Gideceğimiz doktorun muayenehanesi  Kadıköy’den Moda’ ya doğru giden cadde üzerindeydi. Bilmeyenler için söylemek gerekirse bu yol Kadıköy-Moda arasında çalışan nostaljik tramvayın  da geçtiği, yolun ortasında sağlı sollu oturup soluklanabileceğiniz  bankların olduğu, bazen şanslıysanız müzik dinletilerine , kukla gösterileri ve mim sanatçılarına da rastlayabileceğiniz ,   mağazalar ve yiyecek dükkanları ile çevrili çok renkli, canlı, günün her saatinde kalabalık olan bir caddedir.

Devamını oku ►