Tag: kahve

Birinci, Sevda ve Sonuncu

 

Dairesinin kapısını öfkeli bir sakinlikle çekip dışarı çıktı. İçerideki boğucu ve karamsar havaya inat dışarısı Mayıs güneşinin de etkisiyle sokaklara çıkmış insanların cıvıl cıvıl neşesiyle umut doluydu. Buna rağmen az önceki ruh halinden sıyrılıp bu capcanlı insan kalabalığının arasına karışamadı.  Bir şeyler içmeliyim deyip önüne ilk çıkan kahveciye girip bir kahve söyledi. Sırtını sokağa dönerek oturdu, sabahın erken saatinde coşkun bir sel gibi akan bu kalabalığı izlemek bile ona şu anda çok yorucu geliyordu.   Çantasından cep telefonunu çıkarıp rehberinde büyük harflerle “Sonuncu” yazan numaraya tuşladı. Uzun süre açılmayan numarayı bir kez daha aradı. Bu kez uykulu bir ses cevap verdi.

İkinci kahvesi henüz gelmişti ki üzerine gelişigüzel giyildiği belli kıyafetleri,  her zamanki görünümüne hiç benzemeyen özensiz taranmış saçlarıyla kız kardeşi masasına oturdu. O halinde bile tenine sızmış parfüm kokusu beli belirsiz bir esinti halinde aralarında dolaşıp dağıldı gitti.  Gelişindeki çabukluğa tezat konuşmaya başlamaları bir hayli geç oldu.

Devamını oku ►

Eminönü…

 

Bugün günlerden Eminönü… İstanbul’da yaşamanın dayanılmaz keyfi..

Burada yaşıyorsanız sorun yok. Her daim bu keyfi yaşayabilirsiniz. Ama bu şehirde misafirseniz yapacağınız işler listesinin üst sıralarına  bir tam gününüzü ayıracağınız Eminönü gezisini ekleyin derim.

Bugün günlerden Eminönü’ydü. Şehir dışından gelen misafirim sabahın erken vakti Üsküdar’dan bindirdiğim vapurda martlarla kucaklaştı. Ne yalan söyleyeyim  uzun zamandır vapur yolculuğu yapmamıştım. Bu yüzden bende pek keyiflendim.  Bana asıl sürpriz olan misafirimin evden parça ekmekleri bir poşete doldurup, vapurumuzun iskeleden ayrılmasının ardından beş dakika sonra sert esen rüzgara rağmen  açık alandan martıları beslemesiydi. Meğer gerçekleştirmeyi çok istediği bir hayaliymiş.

Devamını oku ►

Ve Kahve…

 

 

02.01.2013, İstanbul

 

 

2012 yılının son günlerinde hastalanan babamı hastaneye yatırmamızın ardından yeni yıla hastane odasında gireceğimiz kesinleşmişti. Yeni yıl ya da yılbaşı bana çok bir şey ifade etmiyor. Bizim için  anlamı yeni bir zamana ailecek bir arada iyi temennilerle, hayır dualarıyla başlamaktan öte değil. Ama 2013 yılını ilk kez çekirdek ailemiz, birbirinden ayrı ve sonucu belirsiz bir süreç içinde karşılayacak.

Hastane şehir merkezine uzak, ulaşımı da pek kolay olmadığından çam ormanlarının içinde, ıssız, sessiz bir ortamdayız. Bazı imkanlara ulaşmak pek kolay olmuyor.Hastane  odalarında ısıtıcı  kullanmak yasak.  Çay, kahve gibi ihtiyaçlarınızı hastane kantininden karşılayabiliyorsunuz.  Ama kantinde Türk Kahvesi yapmıyorlar. Teferruatlı ve el oyalayıcı olduğundan,  bir de içen yokmuş,  o yüzden  tercih etmiyorlarmış. Gittiğimiz ilk gün sormuştum.

Benimde kafa çalışmaz, kahve içmezsem. Nescafe aynı işi görmüyor. Şöyle sade, bol köpüklü,  hadi yanındaki buzlu su, çikolata falan bunlardan vazgeçtik. Ama ille de Türk Kahvesi.

Devamını oku ►