Tag: kadın
İki Kadın Bir Adam…
Elindeki poşetlerin içini son kez kontrol etti. Birkaç soğuk meze, kasap köftesi, siyah ekmek, ufak bir yoğurt, domates, ikisi bir arada kahveler. Sabah için süt, peynir, zeytin, su. Bir paket de sallama bitki çayı. Haftasonu için yeterli gibiydi. Saatine baktı. Son baktığından bu yana sadece yedi dakika geçmişti. Marketin otoparkındaki aracına yürüdü ağır adımlarla. Müjgân’ı otomobilde beklemeye karar verdi. Hava güneşliydi ama ne de olsa kış mevsimindeydiler. Üşütüp hastalanmak istemiyordu. Poşetleri bagaja yerleştirdikten sonra otomobile binmeden tekrar yolu kontrol etti, Müjgân görünürde yoktu.
Dikiz aynasında birkaç saat öncesinde fönlenmiş saçlarını elleriyle tekrar düzeltti. Oturduğu yerde geriye yaslanarak düşünmeye başladı. En sevdiği şeydi bir başınayken düşüncelere dalmak. Bu haftasonu kaçamağını iyi düşünmüştü. Müjgânın yüzüne bakarak söylemek istediği şeyleri konuşacaklar ve Mehmet, muhtemelen bu hafta sonundan sonra hayatından tamamen çıkıp gitmiş olacaktı. Artık özgür kalmak hakkıydı.
Döngü…
Yüz otuz dört adım ileri sonra yüz otuz dört adım geri. Bazen şafak sökerken, sancılı bir gün doğumunda. Bazen gecenin hüzün yüklü iniş saatlerinde, bazen koyu zifiri karanlıkların ıssızlığında bazen de günün en hararetli koşuşturmasının içinde. Yaşam yüz otuz dört adımla sınırlanmış. Hapishane avlularındaki voltalara benzer bir haller içinde. Tek fark gecenin ıssızlığını bozan koridorlardaki ayak seslerinin çıkardığı melodi. Sevdiği bir dinleti olduğundan onu sakinleştirebilen hemen hemen tek şey. Hastası uykuya dalabildiği zamanlarda kendini attığı yüz otuz dört adımda biten koridor.
Keşke…
K e ş k e.
Beş harfli bir kelime.
Hatta üç harften meydana geliyor.
Belki de sebep olduğu olayları sık sık tekrarladığımızdan mıdır nedir, o da kendi içinde tekrara düşmüş…
Çocukken annelerimiz arkadaşlarımızla oynamak için sokağa çıktığımız zaman arkamızdan sıkı sıkı tembihlerdi.
“sakın kapının önünden bir yere ayrılma” diye…
Biz de ne yapardık? Hep bir fırsatını bulup başka kapıların önünde gidip, oralarda oynamayı isterdik. O başka kapıların cazibesi bizi çeker sürüklerdi. Kapılardan vazgeçtim başka mahallelere, başka evlere gitmek için can atardık.
Meğerse kendi kapımızın önü ne kadar da güvenliymiş…
Son Yorumlar