Category: Hikaye

Birinci, Sevda ve Sonuncu

 

Dairesinin kapısını öfkeli bir sakinlikle çekip dışarı çıktı. İçerideki boğucu ve karamsar havaya inat dışarısı Mayıs güneşinin de etkisiyle sokaklara çıkmış insanların cıvıl cıvıl neşesiyle umut doluydu. Buna rağmen az önceki ruh halinden sıyrılıp bu capcanlı insan kalabalığının arasına karışamadı.  Bir şeyler içmeliyim deyip önüne ilk çıkan kahveciye girip bir kahve söyledi. Sırtını sokağa dönerek oturdu, sabahın erken saatinde coşkun bir sel gibi akan bu kalabalığı izlemek bile ona şu anda çok yorucu geliyordu.   Çantasından cep telefonunu çıkarıp rehberinde büyük harflerle “Sonuncu” yazan numaraya tuşladı. Uzun süre açılmayan numarayı bir kez daha aradı. Bu kez uykulu bir ses cevap verdi.

İkinci kahvesi henüz gelmişti ki üzerine gelişigüzel giyildiği belli kıyafetleri,  her zamanki görünümüne hiç benzemeyen özensiz taranmış saçlarıyla kız kardeşi masasına oturdu. O halinde bile tenine sızmış parfüm kokusu beli belirsiz bir esinti halinde aralarında dolaşıp dağıldı gitti.  Gelişindeki çabukluğa tezat konuşmaya başlamaları bir hayli geç oldu.

Devamını oku ►

Pembe Kuyruklu Uçurtma

 

 

Havaalanlarındaki çok bilindik telaşlı kalabalıklar onu hep yormuştu. İsterdi ki; evden çıkar çıkmaz, bir avazda uçağın merdivenlerinden çıkıp mutlaka cam önü koltuğuna rahatça kurulsun. Oysa daha evin  kapısından çıkışta başlardı onun karmaşası. “Bileti unuttum mu, kimlik yanımda mı, pasaport çantada mı, ilaçlar alındı mı, tırnak makasım tamam mı, bozuk para var mı?” bu sorular uzar giderdi. Hep bir şeyleri eksik yapma hissi onu terk etmese de şimdiye kadar ki yolculuklarında unuttuğu önemli bir şey olmamıştı.

Yine valizi elinde bu kez uçak yerine özel aracı ile yolculuk yapmaya hazırlanıyordu. İstikamet anneannesinin köyüydü. Gün doğumunu yolda karşılasın diye alacakaranlıkta evden ayrıldı. Bu kez havaalanı kargaşası, insanı tedirgin eden anonslar, güvenlik kabinleri yoktu. Aracının konforunda ilk kez yolculuk yapacağı için ayrıca heyecanlıydı. Sevdiği müziklerden bir seçki hazırladı. Bir de yeni arkadaşı piposu vardı. Henüz hakkını vererek içemiyordu ama kahve yanında iyi gidiyordu.

Devamını oku ►

Yoldan Geçen Bacaklar

 

 

Yattığı yerde eline tutuşturulan kasenin içindeki gelişi güzel doğranmış elmayı dişsiz ağzıyla ısırırken bir yandan da bodrum katının penceresinden görünen bacakları sayıyordu.  “On sekiz, on dokuz, yirmi…”

“Yeter anne! Bıkmadın mı bacak saymaktan?”

Ağzında evirip çevirdiği elmayı çiğneyemediğinden suyunu iyice emip  posasını kaseye tükürürken “Sayarım elbet. Sokakların ne kadar kalabalık olduğunu anca böyle anlıyorum” dedikten sonra devam etti. “Otuz üç, otuz dört, otuz beş…”

Kızı elindeki yıpranmış nemli havlu kağıdı bir kez daha boynunda gezdirdikten sonra yanındaki kül tablasının içine fırlatırcasına bıraktı.  “İçinden say bari.”

Devamını oku ►

Kırık Kollu Berjer Koltuk

 

 

Cavidan; o gün alış veriş yapması gerektiğinden işten biraz erken çıktı.  Akşam liseden iki kız arkadaşıyla ev partisi yapacaklardı. Birkaç atıştırmalık, biraz içecek, nostaljik hikâyeler az biraz da dedikodudan ibaret küçük bir toplantı.

Hava ısırgan bir rüzgârla insanı üşütürken bir yandan da dinamik kılıyordu. Hızlı adımlarla markete ilerlerken kafasının içindeki yarın tamamlaması gereken raporun son maddeleri ile yardımcısının mutfak dolaplarının kapaklarının silip silmediği sorusu birbirine karıştı. Her seferinde sıkı sıkı tembihlemesine rağmen evi bir türlü istediği gibi temizlenmiyordu. Para istemeye gelirken iyi, iş yapmaya gelirken üstünkörü. Ah bir evinin kadını olamamıştı ki, her yeri kendi temizlesin. Yemeklerini istediği gibi pişirsin. Temizlik bezlerini iş bittikten sonra yıkayıp, çamaşırlığa boy sırasına göre dizsin.  Boy sırası çok önemliydi. Annesi yıllarca kızına  ev kadınlığını öğretmeye çalışırken, her defasında çamaşırların ipe boy sırasına göre dizilmesi gerektiğini söyleyip durmuştu. Olmamıştı bir türlü.  Evinin işini kendi yapabilen bir kadın olamamıştı. Yoğun iş yaşamının içinde neredeyse eve bile zor giriyordu. Uzunca bir süredir ev hayatına karşı bir özlem duymaya başladığını hissetti.

Devamını oku ►