Kayseri Kete’si…

 

 

Ülkemizin her  yöresinde farklı farklı, leziz yemekler pişiyor ve çoğunun da bir hikayesi oluyor. Bazı yemekler her yörede yapılıyor ancak adları ve sunumları başka olabiliyor.

Kişisel tercihim hep yöresel mutfaklardan yana  olmuştur. Alanya’da  “Külütlü Çorba, Antakya’da  ” İç ” (çok bilinen adı kısır),  Şanlıurfa’da “Yumurtalı Çiğköfte”  veya Akçaabat’ta  “Dible”  yemek başka bir keyiftir. Ben  burada bir çok yörede yediğim ” Kete” den bahsetmek istiyorum. Kayseri li bir arkadaşımın evine ilk gittiğimde ikram etmişti bana kendi yöresinde pişen keteyi. ilk kez yemiyordum. Tadı hemen hemen diğer yediklerimle aynıydı. Ancak güzel ve ilginç bir hikayesi vardı.


Hayriye Hanım şöyle anlattı “Kayseri Ketesi” nin özelliğini;

Kayseri’nin Bünyan ilçesinde evlenecek gençler için başka bir anlamı var Kete’ nin. Düğün kurulacak erkek evinde kete Perşembe günleri pişiriliyor. Pişirilen keteler ikişer adet olmak üzere düğün davetiyesi ile  birlikte dağıtılıyor. Davetiyenin yanında keteyi alan davetli, düğüne katılacaklarını belirtmek için erkek evine ketenin yapılışında kullanılan malzemelerden   yumurta, un, yağ, tuz,  ve maya dan kendi isteğine, maddi durumuna ya da mevkiine göre istediği miktarda geri gönderim yapıyor. Düğün evine yolladığı bir koli yumurta veya iki teneke yağ veya bir paket tuz ile  “daveti aldım, kabul ettim, düğüne katılacağın” diyor.

Davetiyelerin dağıtımından sonra  gelen bu hediyeler düğün zamanı yapılacak yemeklerin malzemesi olarak kullanılıyor. Burada  amaç  bir şekilde düğün evine katkıda bulunmak.. Ayrıca o kadar çok malzeme yığılıyor ki eve, düğün sahibi gerekli olanını alıkoyuyor, kalanları ise  eşe dosta, akrabalarına,  ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor. Böylece  düğün  daha kurulmadan  hayırlara vesile oluyor. Yeni kurulacak yuva için dualar ediliyor.

Kete dağıtılıp düğün zamanı gelince Cuma günü erkek evine Türk Bayrağı dikilmesiyle törenler başlıyor. Düğün bitene kadar bu bayrak orada duruyor. Bayrağın erkek evinde düğün sonuna kadar çalınmadan durması çok önemlidir. Zira bu bayrağı çalmayı başaran kişiye veya kişilere erkek evinden hediye verilmek zorunda. Hediye de genellikle bir tepsi el açkısı baklava oluyor. Bu hediye,  baklavayı kazanan kişi için büyük başarıdır. Bu sebeple erkek evi bayrağı çaldırmamak için her türlü önlemi alır ve düğün boyunca bayrak nöbetçileri görev başında olur.

 Bayrak dikimine erkekler gelir. Erkeklere Perşembe günü pişirilen kete, çay ve kuruyemiş ikram edilir. Dualar eşliğinde bayrak dikimi yapılır ve nöbet başlar.

Cumartesi günü damat, damatlık kıyafetini giyer. Giyinmesine üç kişi yardım eder.Damat kıyafetlerine dokunmaz, giydirilmeyi bekler.  Damadı giydirenlere kız tarafı havlu ve çoraptan oluşan sembolik hediyeler verir. Daha sonra berbere gidilir. Damat tıraş olur. Berbere de hediye verildikten sonra damat ve arkadaşları eğlenmeye gider. Bir nevi bekarlığa veda  yapılır.

Gelelim kız evine….

Kız evi Cumartesi gününden itibaren misafir ağırlamaya başlar. Bu gün damat evinden kız evine sandık gider. Sandık içine kıza alınan gelinlik ve  yanına da 60 adet kete  konur. Evde yapılmış tatlılar ve bolca kuruyemiş ilave edilir. Kız tarafı hem kendi yaptığı yemekleri ve tatlıları hemde sandıktan çıkan kete ve diğer yiyecekleri gün boyu eve gelen misafirlere ikram eder.

Cumartesi gecesi hem kız evinde hem erkek evinde kına töreni yapılır.

Erkek tarafında kına eğlencesi damadın arkadaşları tarafından düzenlenir ve kına damada arkadaşları tarafından yakılır. Erkek evindeki kına yakımından sonra eğlence başlar ve bu esnada erkek tarafının kadınları kız evine geçerler. Damat arkadaşlarıyla eğlenceye evinde devam eder.

Damat Pazar günü yapılacak düğün öncesi Cumartesi gecesi  kına eğlencesinin ardından sağdıcın evinde yatar. Sağdıcın hanımı o gece evde olmaz. Damat ve sağdıç baş başa kalır, konuşurlar.

Pazar günü yani düğün günü öğlen ezanı okunmadan kız evinden gelin davul zurna eşliğinde alınmaya gelinir. Gelin içerideyken odasının kapısı kitlenir. Kayınbaba bahşiş vermeden kapı açılmaz. Gelinin erkek kardeşi veya yoksa uygun bir kişi geline kırmızı kuşağını bağladıktan sonra gelin artık  evinden çıkarılır. Gelinin evinden çıkışı sırasında damat izlemeye gelenlerin üzerine bozuk para saçar.

Erkeğin evine getirilen gelin kapıda kayınvalidesi tarafından karşılanır. Kayınvalide elinde tuttuğu ufak bir çömleği  gürültülü bir şekilde yere atar ve kırar. Kıralan çömleğin içinden kuruyemişler, şeker, buğday çıkar. Burada amaç kayınvalide çömleği gürültülü bir şekilde kırar ki gelin ondan korksun, şekerden gelinin ağzına verilir ki tatlı dilli olsun, buğdaylarda bereket sembolu. Kapının önünde tutulan Kuran-ı Kerim  altından dualarla geçilir ve gelin damat evine adım atar.

Düğün saatine kadar burada beklenir. Evler genellikle bahçeli olduğundan düğünler bahçelerde veya kapı önlerinde yapılır.

Düğün yatsı namazı öncesi biter. Damat namaza gider namazdan sonra sağdıç ve sağdıçın hanımı yeni evlileri evlerine götürür. Evin içine gelin, damat, sağdıç ve sağdıcın hanımı olmak üzere dört kişi girerler. Evin içinde sağdıcın hanımı misafir odasında  gelin ve damadın ellerini üst üste koyar ve şu maniyi söyler.

Damat al sana bir gül,

Öp kokla ama incitme,  

Onun emaneti sana,

Senin emanetin ona,

Allah’a emanet olun….der ve evden çıkarlar.

 Kayseri Kete’sinin özel bir anlam taşıdığı düğün bu ritüelle  sona erer.

Oya ENGİN/22 Nisan 2013

One comment on “Kayseri Kete’si…

  1. sebahat alan dedi ki:

    Oyacım ,

    Kete mete deme vallahi aldıgımız kilolar malumunuz ,ritüeller şahane ancak böyle birşey gelirse kete yiyecegim keteyide severim yanında çayla:)))