Kadınına Sığınanlar…

 

”Hastalarının yanından uzaklaştıkları anda oynadıkları rolden sıyrılıp gerçek  sıkıntılarıyla ve nefretleriyle  yüzleşiyorlardı.  Ölmek üzere olan kocalarının yanındayken pür neşe, umut dolu, sanki hastaneye değil de tatil köyüne ya da kaplıca tedavisine gelmişler gibi yapıyorlardı. Çoğu elli yaşın üzerindeydi. Ama  yine de gece gündüz uykusuz  ve yorgun olmalarına rağmen   genç kız edasıyla yaşamı kendilerine zehir etmiş,  bazen dövmüş , çoğunlukla aldatmış, aç bırakmış kocalarının yanında hepsi birer sevgi böceği, müşvik eş görünümünde,  aslında hepsi birer  oyuncuydu.  Kocalarına son günlerini yaşadıklarını belli etmemek , hızla iyileştiğine inandırmak için  öyle bir oynuyorlar ki rollerini  gösterdikleri sevgi, şevkat ile hepsi ödül alır iyi bir yönetmenin elinde. Bu büyük oyuncuların hiç birinin adı sanı belli değil.  Onlar mütevazi, çilekeş ev kadınları.  Aslında  oyunculukla alakası olmayan ama çuvalla paraları götüren oyuncucuklardan daha iyi rol yapıyorlar. Ölmek üzere olan kocalarına umut ve yaşam enerjisi aşılayarak hayata bağlıyor,  son günlerini rahat bir şekilde geçirmelerini sağlıyorlar.

Oysa yıllardır hayattan ve kocalarından aldıkları ödül çile çekmek, açlık, dayak, aldatılmak olmuş. Yaralılar hepsi. Hastane koridorlarında geceleri bir araya gelip,  hikayelerini ayaküstü birbirlerine anlattıkları zaman  görülüyor ki hemen hemen hepsinin yaşamı aynı şekilde geçmiş. Kocaları bunlara eziyet etmiş, başka kadınlara gitmiş, dövmüş hatta aç bırakmış.”

Eski kocalar çaptan düşüp,   ya paraları  ya da kadınlarla işi bitince,  süklüm püklüm en eski kadınlarına, ilk karılarına dönüyorlar. Çoğu; ya yeniden evleniyor ya da nikahsız oturuyor. Kadınlar da dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına  geri döndü diyerek,  ya kırılan gururlarını kurtarıyorlar ya da intikam ateşine bir kaç odun daha atıyorlar. Alevlenen ateşin sıcaklığıyla bir zamanlar kendine karşı yumruk olup kalkmış elleri tutup, çok zaman önce  kullanılmış mendil misali atıldıkları,  şimdi de   mecburiyetten açılan  gönül kapılarından  içeri süzülüp baş köşeye  yerleşiveriyorlar.

Eş, dost, akraba, aile çoluk çocuk bu süreçten çok mutlu oluyor. Kadına kimse ”Neler yaşattı bu adam  sana? Sen niye bunu  yeniden kabul ettin,” demiyor; geri dönüşü  alkışlarla kutluyor. Bir zamanlar çekip giden adama ise  ”Bak  sonunda doğru yolu buldun aferim,” diyor.

”Neden yeniden kabul ettiniz kocalarınızı ?” diye sorduğumda; çoğu dini sebeplerle sevap kazanmak için, bazıları da  acıdığından bir kısmı ise yıllardır içinde biriktirdikleri kini kusmak için ellerine geçen en büyük fırsatı iyi değerlendirmek için dediler. Ama genel olarak hepsinin sözlerinde, bana çok çektirdi ama ölmek için benim elime düştü, son günlerinde bana muhtaç oldu  duygusuyla beslenmiş  gizli bir intikam zaferi  seziliyordu.

Çok var bu örneklerden. Erkekler gençlik yıllarında ya hovardalıktan ya da parayı bulmalarından karılarından kopuyorlar, ancak yaşlılık zamanlarında ya da ağır hastalıklarında  yine ilk göz ağrılarına , ilk kadınlarına koşuyorlar.

Bir zamanlar üzdükleri, aldattıkları, mutsuz ettikleri kadınlarının ellerine, eteklerine yapışarak hayata tutunmaya çalışıyorlar.

Kadın burda ne yapıyor? Eğer ekonomik durumu ve yaşamında bir başka erkek yoksa kocanın geri dönüşünü kabul ediyor. Zaten etmezse çevreden gelen baskı onu bunaltacaktır. Çektiği acıların, üzüntülerin sonucu kocasının geri dönüşünü çoğu ilahi adaletin kendisine biçtiği bir ödül olarak görüyor. İçten içe çok mutlu olduklarıni düşünüyorum.

Yine bir Kadınlar Günü (Emekçi Kadınlar Günü) zamanındayız. Kadının en büyük sorununun erkekler olduğunu düşünüyorum. Hayatın her alanında erkekler kadınların önüne set çekmeye pek meraklılar. Aslında erkeklerin kadınlardan korktuğunu zannediyorum. Güç ellerindeyken ne yapacaklarsa yapıyorlar ama güç bitince çoğu iteledikleri kadınlarının şevkatli  kollarına ve vicdanlarına geri dönüyorlar.

Yeni bir Kadınlar Günü başkalaşımları beraberinde getirsin ve kutlu olsun…

 

Oya ENGİN

07.03.2013

 

 

One comment on “Kadınına Sığınanlar…

  1. YURDANUR dedi ki:

    oyacım Türkiyenin gerçeğini yazmışsın,kalemine yüreğine sağlık.danışmanlardan bile güzel tarif etmişsin çünkü yüreğin ve vizyonunla yazmışsın sevgiler benden kucak dolusu