Bu iki kelimenin benim için ne ifade ettiğini düşünmeme neden olan hikâyeyi okuduktan sonra fark ettim ki, anneannemin sandığı yok. Ben henüz dokuz yaşındayken anneannem bu dünyadan ayrıldı. Zaten yaşamının son beş yılını hastalıkla boğuşarak geçirdiğinden kendimi bildiğim zamanlarda da sağlıklı bir iletişim kuramadık. Oysa iki apartman yanımızda oturup günün büyük bir bölümünü yanında geçirmemize rağmen. Bu yüzden onun sandığına rast gelemedim. Belki de ilk yazdığım çocuk kitabını anneannemin evinde bulduğum bir kutu içindeki fotoğraflardan kurgulamamın bu yoklukla bir bağlantısı vardır.
Bir sandık neden vardır ve genellikle bu bir çeyiz sandığıdır? Devamını oku ►
Son yorumlar