Her sabah sevecen bakışlı ifadesiyle Tanrı selamını vermeden bahçemizin önünden geçmeyen komşumuz Hristo amca dün gece öldü. Yaklaşık 20 yılı birlikte geçirdiğimiz, iyi ve kötü günlerde beraber olduğumuz Hristo Amca artık yok. Karısı Eleni Teyze ile tam karşımızdaki iki katlı evde yaşayan Hristo Amca yıllar önce evinin alt katını lokantaya , zamanla yemeklerin lezzeti ada dışına yayılmaya başlayınca da bahçesini yazlık meyhaneye çevirmişti. Kışın daha az çalışırlar ama bahar geldi mi hummalı hazırlıklar alır başını giderdi. Bu hazırlıklardan bizler de nasibimizi alır, babam işten sonra Hristo Amcaya annem de bütün gün Eleni Teyzeye yardım ederdi. Hafta sonları derslerimden arta kalan zamanlarda ben ve kardeşim de yardım ekibine katılır, getir götür işlerini yapar, yaz başına meyhaneyi yetiştirirdik. Tüm hazırlıklar bittiğinde ise yeni sezonun bereketli geçmesi dualarıyla Hristo Amca ilk yemek davetini verir, yardım eden komşularına kendince teşekkür ederdi. Masa geleneksel Rum mezeleriyle donatılır , ama herkes Eleni Teyzenin yaptığı patlıcanlı lor peynirli börekten yemek için sabırsızlanırdı. Zamanı olmamasına rağmen sofrada mutlaka yılbaşı çöreği, kırmızı boyalı yumurtalarla dolu bir hasır sepet bulunurdu.
Eleni Teyze çok neşeli ve yardımsever bir kadındı. Komşularıyla çok iyi geçinir, mahallede en çok misafir onların evine giderdi. Çocukları olmamıştı. Sık sık mahallenin çocuklarını lokantaya çağırır, elleriyle yaptığı geleneksel bademli Rum Kurabiyesi’ni limonata eşliğinde ikram eder, bir nevi yaşayamadığı annelik özlemlerini giderirdi.
Bugün Eleni Teyze için çok zor bir gün olacak. Elli yıldan fazla bir zamanı paylaştığı, eşi, sevdalısı, çocuğu, babası, arkadaşı olan Hristo’suna veda edecek. Her zaman önlerinde renkli sardunya saksılarının dizili olduğu açık pencerelerden sokağa taşan rebetikolara karışan Eleni Teyzenin şen kahkahaları bugün yürek dağlayan ağıtlara dönüştü. Hristo’su onu yapayalnız bırakıp gitti.
Mahalleyi derin bir keder ve ani gelen ölümün şaşkınlığı sarmıştı. Sokak kedileri bile meyhanenin bahçe duvarına dizilmişler, birbirlerine yaslanarak sanki tek yürek olmuşlar, vakur bir şekilde Hristo’larına veda ediyorlardı.
Oya ENGİN / 17.11.2014, İstanbul…
Son Yorumlar