Değerli yazar Hatice Eroğlu Akdoğan; bu kez kalemine beni konuk etmiş. Tüm kitaplarımı okuyan bir okur olarak hem okur hem yazar gözüyle hikayelerimin analizini yazmış. Kendisiyle pek çok kez yan yana imza günlerinde çocuk ve yetişkin okurlarla birlikte imza etkinliği yapma şansına eriştim. Yine sağlıklı günlerde birlikte yeni imza ve söyleşi etkinliklerinde birlikte olmak ümidiyle sevgili Hatice Eroğlu Akdoğan’a teşekkür ediyorum.
DİĞERLERİ VE AVUÇ KADAR BİR KEDİ
Avuç Kadar Bir Kedi Oya Engin kitaplarının sonuncusu… Eğer sona gelmeden önceki süreçte yer alan kitaplardan bahsetmemiz gerekirse Oya Engin’in derleme bir kitap projesi dışındaki ilk çocuk kitabı 2016 yılında yayımlanmıştı. Söz konusu bu ilk kitabın adı Ay Işığında Oynayan Balıklar idi. Çocuklar için kitabın adı kadar, kapağı da çok dikkat çekici olmalıydı ki kitap fuarlarındaki imza gününde her çocuk illa ki kitabın yer aldığı standın önünde yüzü aydınlanarak pür dikkat kesiliyor ve satın alamasa bile kitabı eline alıp şöyle bir karıştırıyordu.
Ay Işığında Oynayan Balıklar’ın hikayesi İstanbul’da Boğaziçi’ne kıyısı olan bir köydeki yaşama dayanıyor. Okullar tatil olduğunda 12 yaşındaki Maya, ailesi ile birlikte büyükannesi ve dedesinin yaşadığı balıkçı köyüne tatile gider. Günümüzde tatil derken aklımıza reklam ve tanıtım filmlerinin kent yorgunu insanları çektiği otel, pansiyon, yazlık ev gibi mekanlar akla gelir. Ama biz Maya ile birlikte onun babasının köyünde yaptığı çok zevkli ve Boğaziçi yöresinin tarihi açısından da bilgilendirici bir tatile tanıklık ediyoruz. Maya köydeki gezintilerinde yeni ilişkiler kurup mutlu oldukça onun duyguları bizim de içimize işliyor. Denizin esintisinin köyün sokaklarına misafir olduğu akşamların rengi bize de bulaşıyor.
Oya Engin kitaplarının ikincisi Fısıldayan Zeytin Ağacı. Evet evet! Kadim coğrafya Ege ve Marmara’nın buluştuğu toprağın nazar boncuğu Kaz Dağları’nda efsane ile gerçek iç içe. Zeytin ağacı Kazdağları yöresinin de vazgeçilmez bir öğesi…
Yaşadığı kentten Kazdağları yöresindeki yakınlarının yanına kısa bir süreliğine kamp yapmaya giden Ayza’nın gündelik yaşam ilişkileri arasında yörenin insan ilişkileri, eğlenme ve yemek kültürüne tanıklık ettiğimiz gibi bölgenin geçmişe ait kimi özelliklerini de tanıyoruz. Ayrıca kitabın arka kapağında şu ipuçları da yer alıyor: “Ayza, kamp yaptıkları zeytin ağaçlarıyla çevrili bir köyde yeni arkadaşlarla tanışıyor. Arkadaşlarıyla birlikte Truva Antik Kenti’ni gezerken konuşan bir güvercinin peşine takılıp mitolojik bir maceraya doğru yol alıyorlar. Sekiz çocuk ve yaramaz köpek Laççi’nin başından geçen zeytin kokulu bir hikaye…” Dahası hem meyvesini her gün yemeye çalıştığımız bir zeytin ağacı gerçeği; hem de onun fısıldamasıyla kapısı aralanan yeni bir efsane. İşte Oya Engin’in Fısıldayan Zeytin Ağacı’nın 2017 yılındaki yayımından bir yıl sonra ortaya çıkan Geçmişten Gelen Hazine adlı çocuk kitabı da, zeytin ağacının fısıldadığı gizlerin bu sefer okulun düzenlediği kampta Ayza’yı içine çekmesiyle başlayan bir başka maceranın başlangıcı. Tam da okuma alışkanlığı kazansın ve hayal kursunlar diye sınırlarını zorladığımız çocuklarımıza göre heyecansal bağlanımı yoğun hikayeler.
Yukarıdan da anlaşılacağı üzere Oya Engin gerçeğin, insan ruhu ve bilincinde tatlı anıları çağrıştıran yaşanmışlıkların yazarı olduğu gibi sürükleyici tatlı hayallerin ve fantastik kurguların da yazarı. Yani yazar çocuk hikayelerinde mitolojik, tarihsel ve somut güncel öğelerle birlikte çok iyi harmanlamayı duru ve akıcı anlatımıyla başaran bir yazar. Çocuklar onun kitaplarını okumayı çok sevdikleri gibi devamında başka yeni hikayelerin gelmesini de istediklerinden eminim. Şuna tanıklık ettiğimi iyi hatırlıyorum; Oya Engin’in bir kitabını alan bir çocuk ertesi yıl ‘yeni kitabı çıktı mı acaba’ düşüncesiyle Oya Engin’in yer aldığı imza etkinliğine ya kendisi gelmiş ya da ailesini göndermiştir.
Ve Avuç Kadar Bir Kedi…
Avuç Kadar Bir Kedi, Oya Engin’in pandeminin ilk yılında; yani 2020 yılında yayınlanmış olan çocuk kitabı. Diğer kitapları gibi Oya Engin’in bu son çocuk kitabı da dokuz ya da çocuğun eğitim kalitesine göre sekiz yaş üstü çocuklara hitap etmekte. Yalnız bir şeyi belirtmekte yarar var: Çocuk kitaplarının içeriği ve içeriğin oluşumuna aracılık eden dilin, çocuğun bilişsel gelişim düzeyine uygun olması pedagojik açıdan çok önemlidir. Ancak bu görüş çocuklar için yazılmış kitapları büyüklerin okumayacağı anlamını taşımaz. Bence tam aksine çocuklara yönelik yazılmış kitapların en yaygın okurunun yetişkinler de olması gerekir. “Neden” denirse bir kere bana göre her yetişkinin içinde bitmeyen bir çocukluk vardır. Çocuk kitapları onu dinlendirir, geçmişteki hayallerini aydınlatmasına yardımcı olur. Çocukluğunda çocuk kitapları okuma olanağı bulamamış o kadar da çok insan vardır ki, işte çocuk kitapları okumak o boşluğu doldurmaya, o sızıyı dindirmeye de bir güzel yarar. Çocuk kitabı yetişkinlerin ruhuna bir hafiflik yanında, yüzüne mührü gülümseme olan bir ışıltı da kondurur.
Hemen dönelim. Avuç Kadar Bir Kedi, benim çok yeni okuduğum bir eser. Gerçekten ve sahiplenildikten sonra Benek adı verilen bir kedinin günlükleri üzerine kurulu bir kitap Avuç Kadar Bir Kedi. Oya Engin, gerçekle harmanlanmış efsanevi ve fantastik öykü yapıları kurmadaki başarısı yanında, gündelik hayata dayalı öykücülüğünde de aynı yeteneği gösteriyor. Ve öyküsü sürükleyici de… Benim gibi evinde hiç kedisi olmamış ya da kedisi olmayacak olanlar için basit ama merak uyandıracak olayların peşinden içtenlikle yürüyorsunuz. Bir yandan öğreniyorsunuz da. Bir kedi sahiplenildiğinde evin, ailenin uyumlu bir parçası haline nasıl getirilebilir? Hasta bir kedinin tedavisinin seyri… Yok, elbet, bunlar hikayede teknik bilgi olarak yer almıyor. Benek, gündelik yaşamını anlatırken, olayların diğer iki kahramanı insan abla ve insan annesi de evin bireyleri olarak kedinin hayatının bir parçası, nesnesi oluyor.
Benek sağ olsun bir günlük tutmuş ve onun günlüğünden evlat edinilme, yeni evini tanıma, ciğerlerinin tedavi ettirilmesi sürecini merak uyandıran başka olayların akışı arasında öğreniyoruz. Tüm bunlar okura, adı Benek olan kedi ya da kedilerle insanın empati kurarak iyi bir şekilde anlaşabileceğini ya da aslında Benek’in insanla empati kurarak daha mutlu yaşayabildiği hissini uyandırıyor.
Diğerleri Ay Işığında Oynayan Kırmızı Balıklar(Ceylan Çocuk), Fısıldayan Zeytin Ağacı (Ceylan Çocuk), Geçmişten Gelen Hazine (Bando Yayınları) ve en son olarak da Avuç Kadar Bir Kedi (Bando Yayınları); Oya Engin kitapları…
Hatice Eroğlu AKDOĞAN, Eylül-İstanbul
Son Yorumlar