80’ler partisi…

80 ler partileri son zamanlarda bayağı popüler oldu. İlginçte oluyor. Afro saçlar, vatkalı ceketler, yüksek belli,  kırmalı  pantolonlar ve  benzeri kostümler…

Bende bu gece bir 80 ler partisindeyim. Parti evimde gerçekleşiyor ve bayağı güzel  geçiyor. Tabi benim açımdan bazı yorucu durumlar mevcut. Örneğin bu partide tüm hizmeti ben yapıyorum. 80 ler arasındaki iletişimi ben sağlıyorum. Zira hemen hemen hepsi duyma yetilerinin çoğunu kaybetmiş. Geçirdikleri felç veya kireçlenmenin kalıcı hasarı bunlar.

Konuklarım  an geliyor hep bir ağızdan konuşuyorlar… Üstelik sadece kendi anlattıkları dinlensin istiyorlar. Telaşlılar, çünkü bu 80 ler uzun zamandır bir araya gelmemişler. Dağarcıklarında birikmiş bir çok anı paylaşılmayı sabırsızlıkla bekliyor. Hiç birinin sabretmeye niyeti yok. Bu parti sayesinde birbirlerini dünya gözüyle yeniden görmenin derin hazzını yaşıyorlar. Çok konu var konuşulacak.  Maneviyata göçmüş akrabalar, eş,  dost , tanıdık hepsi bu akşam bir bir anılardan çıkıp evimin salonunda yerlerini alıyor ve sıraları geçince de yine oldukları yere,  sonsuza kadar çekiliyorlar. Kim bilir nerede, nasıl,  kimin anılarında yeniden yaşama karışacaklar?

Konuşmalarını masal gibi dinliyorum. Hepsi  dedelerden  gelen İstanbul’lu.  Konuşmalarının yarısından çoğu İstanbul’un geçmişi, eski yaşam, adap, görgü üzerine. Eski İstanbul adetleri üzerine konuşurken bu 80 lerin arasında büyümüş olmama rağmen kaçırmış olduğum nice olaylara, nice bilgiye  ulaşmanın tatlı mutluluğu içinde vakit geçiriyorum.

Salonun en kuytu köşesine çekilmiş  en küçüğü 76 en büyüğü  91 yaşında dört tane yaşlı insan la birlikte (ki ben onlara kısaca 80 ler diyorum üstelik bu adı kendileri de çok sevdi) deryalara yolculuk yapıyorum. Karne ile alınan ekmeklerden, şeker bulunamadığı için kuru üzüm ile içilen çaylardan, rahmetli Adnan Menderes’in bir ziyaretinde vermiş olduğu imzalı kağıttan, yazlığa gittikleri  Kaz Dağları’nda her yıl çıkan yangına müdahale etmek için çağırılan erkeklerin arasına katılmamak için kara çarşaf giyerek kadın kılığına giren  komşularından, İstanbul Boğazı’na gelen buzların üzerinde nasıl yürüdüklerinden, Beşiktaş’ta  akşam üzeri yapacakları sandal sefası öncesi sandala önce binmek için itişip kakışırken denize düşmelerinden bahsederken kah hüzünlü kah keyifli duygular havada birbiriyle çarpışadursun bu partiyi akıl ettiğimden dolayı kendimi çok sevdim.

Gerçi birisi sıfır tuz diğeri az tuz,  bir diğeri yağsız peynir veya kepekli ekmek yemek istediği , bir diğeri soğansız salata, bir diğeri bol soğanlı salata bir diğeri kabuğu soyulmuş domates bir diğeri kabuklu domates yemek istediğinden işim bayağı zor ama bu ortalama 80 yaş civarındaki dört insana mutlu olabilecek,  özlemlerini giderebilecek birkaç gün yaşatabileceğim için kendimi hakikaten sevdim. Sevmekle kalmadım bir de kendimi kalbimden öptüm.

 

Oya ENGİN/17 Mayıs 2013

 

 

One comment on “80’ler partisi…

  1. sebahat alan dedi ki:

    Oya cım biz 80 lere geldigimizde yine kendimiz yapacgız sanıyorum.En içten sevgilerimle…