Yoldan Geçen Bacaklar

 

 

Yattığı yerde eline tutuşturulan kasenin içindeki gelişi güzel doğranmış elmayı dişsiz ağzıyla ısırırken bir yandan da bodrum katının penceresinden görünen bacakları sayıyordu.  “On sekiz, on dokuz, yirmi…”

“Yeter anne! Bıkmadın mı bacak saymaktan?”

Ağzında evirip çevirdiği elmayı çiğneyemediğinden suyunu iyice emip  posasını kaseye tükürürken “Sayarım elbet. Sokakların ne kadar kalabalık olduğunu anca böyle anlıyorum” dedikten sonra devam etti. “Otuz üç, otuz dört, otuz beş…”

Kızı elindeki yıpranmış nemli havlu kağıdı bir kez daha boynunda gezdirdikten sonra yanındaki kül tablasının içine fırlatırcasına bıraktı.  “İçinden say bari.”

Devamını oku ►

İlknur’un Resim Atölyesi

Pandemi dönemi;  aktif sosyal yaşama biraz mola verip daha içsel meselelerle haşır neşir olmamıza vesile oldu. Ne yazık ki zor, hüzünlü, mutsuz ve umutsuz günler de yaşadık; kısmen yaşamaya da devam ediyoruz. Ben de bu yalnızlaşma ve daha bireysel yaşama telâşesini herkes gibi deneyimledim. Bu süreçte pandemiyle direk bağlantılı olmasa da aile büyüklerimizin ciddi sağlık sorunları nedeniyle mutsuz  günler geçirdim.  Ama “umut her zaman var” doğrultusunda hayata hep bir köşesinden sarılmayı becerebilenlerden oldum. En azından şimdiye kadar…

Pandemi dönemi sonlarına doğru yaklaşık yirmi beş yıl ara verdiğim resim hobime geri dönmeye karar verdim. Bu kararı vermemde üst kat komşumun etkisini belirtmeden geçemeyeceğim. Bir gün bahçemizde kahve içerken komşum elinde nefis bir at tablosu ile içeri girdi. Öğrendim ki “İlknur’un Resim Atölyesi”ne gidiyormuş. Ben de geliyorum dedim ve yeni öğretim yılında “İlknur’un Resim Atölyesi”nin öğrencisi oluverdim. Devamını oku ►

Diğerleri ve Avuç Kadar Bir Kedi

Değerli yazar Hatice Eroğlu Akdoğan; bu kez kalemine beni konuk etmiş. Tüm kitaplarımı okuyan bir okur olarak hem okur hem yazar gözüyle hikayelerimin analizini yazmış. Kendisiyle pek çok kez yan yana imza günlerinde çocuk ve yetişkin okurlarla birlikte imza etkinliği yapma şansına eriştim.  Yine sağlıklı günlerde birlikte yeni  imza ve söyleşi etkinliklerinde birlikte olmak ümidiyle sevgili Hatice Eroğlu Akdoğan’a teşekkür ediyorum.
DİĞERLERİ VE AVUÇ KADAR BİR KEDİ
Avuç Kadar Bir Kedi Oya Engin kitaplarının sonuncusu… Eğer sona gelmeden önceki süreçte yer alan kitaplardan bahsetmemiz gerekirse Oya Engin’in derleme bir kitap projesi dışındaki ilk çocuk kitabı 2016 yılında yayımlanmıştı. Söz konusu bu ilk kitabın adı Ay Işığında Oynayan Balıklar idi. Çocuklar için kitabın adı kadar, kapağı da çok dikkat çekici olmalıydı ki kitap fuarlarındaki imza gününde her çocuk illa ki kitabın yer aldığı standın önünde yüzü aydınlanarak pür dikkat kesiliyor ve satın alamasa bile kitabı eline alıp şöyle bir karıştırıyordu.

Devamını oku ►

Bayram Çocukları

Bayram çocukları geldi bugün kapımıza. Ellerindeki poşetlerin içi şeker, çikolata ve para dolu olan. Öyle güzel kutladılar ki bayramımızı. Gönlümüzden kopacak harçlıkların heyecanı sarmıştı o güzel suratlarını. Kimileri maskeliydi kimileri maskesiz. Maskesiz olanların dişleri görünüyordu gülerken. Kah tamam kah eksik. Bazıları çarpık. Bir süre baktım yüzlerine. Onlar da bana. Bayram harçlığı peşinde hayatını kaybeden çocuklar geldi aklıma. Sıkı sıkı tembihledim benimkilere. “Sakın kimsenin elini öpmeyin. Virüs var. Sakın kimsenin evine girmeyin. Gel size şurada burada şeker vereceğiz diyen hiç kimsenin peşine takılıp gitmeyin.” çocuklar bakakaldılar torbalarının içine bırakılan harçlıkları bile fark edemeyerek. Bayram sevincimizi gölgeleyen bu olaylar bir an önce bitsin artık. Bitsin ki bayramlarımızı bayram gibi kutlayalım