İnternet harika bir icat.. Bunu kimse inkar edemez.. Ancak ben burada internetin çok bilinen farklı kullanım yöntemlerinden birinden bahsetmek istiyorum..
Canı çok sıkılan, yaşamda mutluluğu yakalayamamış ya da kaybetmiş, yanlızlığın, ilgisizliğin, sevgisizliğin içine yuvarlanmış; yuvarlandıkları yerde de dönüp duran insanlar bu icada dört elle sarılmış durumdalar… Kimi oyun sitelerine dalmış kendini kaybetmiş, kimi de ne işine yarayacağını bile bilmediği bilgilerin peşine takılmış…
İnternet bir rüzgar olmuş, kimi uygun bulduysa önüne katmış sürüklüyor… Gençler, yaşlılar, evliler, bekarlar, işliler, işsizler, kadınlar, erkekler… Herkes interneti bir ucundan yakalamış gidiyor…
Yalnızlık çeken insanlar günün herhangi bir saatinde sanal alemde kendilerini oyalayacak, yaşamlarına renk katacak, anlık mutluluklar yaşatacak bir çok insanla karşılaşma imkanı bulmaktadırlar. İnternet üzerindeki çok kişili oyun siteleri ve bu sitelerin oyun odaları bu işler için biçilmiş kaftan.. Birbirlerini hiç tanımayan, bir kere bile görmeyen, belki de hiç göremeyecek, sadece elektronik ortamda birbirlerini fotoğraflarından ve yazdıklarından tanıyabilecekleri, ülkenin hatta dünyanın çeşitli şehirlerinde yaşayan ve asla bir araya gelme imkanı olmayan bu insanlar kurdukları özel arkadaşlıklarla ciddi ciddi ilişki yaşadıklarını iddia ediyor ve bunun adına da aşk diyorlar ki ben buna e-aşk diyorum..
Hatta bir çoğu bu sanal alemde tanıdığı insanlara eşim diyebiliyor… Oyun odalarında birbirlerine ilanı aşk etmekten, herkesin okuyabildiği lobilerde ilişkilerini açıkça dile getirmeye çekinmeyen bu kişiler, basit olaylardan büyük kıskançlık krizleri yaratıp gündem oluşturmaya başarıyorlar… e-aşk yaşayan taraflardan kadın olanı kıskanılmanın verdiği hazla meydana gelen olayı günlerce oyun masalarında övünerek anlatabiliyor… Erkek oyuncular bu kadınlar yüzünden birbirlerine ağıza alınmayacak küfürler, hakaretler edebiliyor. Oyun odalarına günün belirsiz saatlerinde teknik saldırılar yapılabiliyor ve avuç dolusu paralar verilerek satın alınan oyun odaları bu sebeplerle el değiştirebiliyor… Gerçek hayatla sanal hayat birbirine karışıyor…Ülkenin bir ucundaki bir erkek diğer ucundaki bir erkeği yolda karşısına çıkarsa dövmekle bile tehdit edebiliyor…
Bu kadınlar ve erkeklerin bir çoğunun mutsuz evlilik ve yanlış ilişki kurbanları olduğu yazışmalardan anlaşılıyor… Bazen masalarda yapılan sohbetlerde insanların eşlerinden göremedikleri ilgiyi, şefkati, kıskanılmayı, korunmayı bu ilişkilerde bulduklarını itiraf ettiklerine rastladım… Oyuncuların çoğu sahte isimlerle ve sahte kimliklerle bu oyun odalarında kendilerine bir partner bulma çabası içinde… Bazen bu e-aşklar gerçek hayata taşınıyor, bazen de başlamasıyla bitmesi bir oluyor.
Eşinden ayrılmış S…’da oturan bir kadına neden A……’da yaşayan bir adamla böyle bir ilişki içinde olduğunu sorduğumda aldığım cevap beni çok şaşırttı….
“Başım sıkışsa hemen yanıma koşar gelir. Ona çok güveniyorum”
Oysa adam evli, üç çocuklu, asgari ücretle çalışan biriydi . Kadın aile apartmanında oturmasına rağmen kendi ailesine ve kardeşlerine güvenmek yerine hiç tanımadığı bir insana güvenmeyi tercih etmişti.
Çok nadir olsa da son derece güzel, seviyeli arkadaşlıklar kurulmuyor değil… Ülkenin hatta dünyanın bir çok köşesinden insanlarla uzun yıllar sürebilen hoş dostluklar oluşabiliyor.. Ama dedim ya bunlar çok nadir olabilen şeyler…
Bu ortamlarda insanların başına gelebilen çok tatsız şeylerden bahsetmek istemiyorum… Özellikle acımasız sanal dünya tuzaklarından habersiz yeni yetişen gençlerin , anne ve babalarının nikleriyle oyun salonlarına giren çocukların bu ortamlarından uzak kalması ve ailelerin buna engel olmaları gerektiğini düşünüyorum…
İnsanlar yanı başındakilerden bulamadıkları ilgi ve sevgiyi, bir çift tatlı sözü sanal alemde hiç tanımadıkları insanlarda arıyorlar… Ne kadar acı bir durum… Bir o kadar da düşündürücü…
Sevgi, aşk; gerçekten yaşanmalı… Sahte kimliklerle, elektronik aletler aracılığıyla değil. Göz göze… Yürek yüreğe… Yalansız… İhanetsiz… Çıkarsız… İnsanlar e-aşk yaşadıkları kişilere gösterdikleri ilgi ve sevginin birazını yanıbaşındaki partnerlerine gösterebilseler sanırım daha farklı hayatlar ve hikayeleri tartışıyor, yazıyor ve de okuyor olacağız…
Oya ENGİN
Son Yorumlar