Yine çam ağaçlarının çevrelediği deniz manzaralı uzun geniş balkonlarda martılara yemek artıkları ve ekmek atma zamanlarından birindeyim. Koah hastalığının ailemizi ilk ziyaret ettiği zaman 1994 yılında gene böyle bir yılbaşı arifesindeydim. O zamanlar bu hastalığın ne olduğunu bile bilmiyorken meğer en ağır ataklarından birini geçiriyormuş babam. Şimdilerde devre dışı kalan Heybeliada Sanatoryumu’nda tedavi göreceğimizi öğrendiğimizde neyle karşılaşacağımızı bilemeyerek üç kişilik aile minik valizlerimizle hep birlikte hastanenin yolunu tutmuştuk.
Category: Güncel
Keşke…
…….. erkekler.
Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Kelimelerle oynanırdı. Boşluk doldurmaca. Bir cümle yazardık. O cümlede bir kelimenin yerini noktalayarak boş bırakırdık. Buraya oyuncular artık kendi akılları fikirleri neyi uygun görürse yazarlar eğlenceli bir oyun ortaya çıkar vakit geçirirdik.
Bu oyun nerden aklına geldi diyebilirsiniz. Günümüzda böyle oyunların hala oynanıp oynanmadığını bilmiyorum. Ama pek sanmıyorum, çünkü teknolojik bir öge içermiyor, dijital değil, bilgisayarlı hiç değil v.s. v.s. v.s…Kral ve Ben filmi gibi oldu burası biraz ama ne güzel bir filmdi o da….
Zamanın Kokusu…
Uzun zamandır gardrobumu düzeltmek istiyordum. Kıyafetlerin düzeni bozulmuş, yazlıklar ve kışlıklar birbirine karışmış bir vaziyetteydi. Ne zaman kapısını açsam içime bir sıkıntı basıyor , önce göz zevkim bozuluyor, sonra bu dolabı düzeltmek ve temizlemek için uzunca bir zaman aynı odanın ve askılarıyla yatağın üzerine yığılmış bir sürü kıyafetin içinde kalmak zorunda olacağım düşüncesi beni boğuyordu. Dolabımı kimseye elletmediğimden iş başa düşünce çaresiz bir sabah erkenden kolları sıvayarak işe giriştim.
Son Yorumlar